35,2646$% 0.19
36,9183€% 0.51
44,4633£% 0.62
2.962,70%0,29
2.611,41%0,03
9.605,48%-0,22
3421229฿%2.58605
TikTok Türkiye verilerinin Türkiye’de kalmadığını söylen Alim Küçükpehlivan’a göre açık kaynak üzerinden tüm siber güvenlik altyapısı tehdit altında.
ABD’nin “milli güvenlik sorunu” olarak gördüğü TikTok’un ardından, Çin merkezli sosyal medya platformları ve e-ticaret siteleri yeniden gündemde. TikTok’un Türkiye’de kullanıcılarından istediği izinler, dünyada neredeyse hiç bir ülkede istenmiyor. TikTok, Türkiye’deki 30.8 milyon kullanıcısından “ödeme bilgileri” gibi hiç de masum olmayan bilgileri topluyor. Eğer telefonunuza çalışmakta olduğunuz bankayı bilen bir dolandırıcıdan mesaj veya arama geliyorsa, ilk çıkış noktası bu ve benzeri platformlar olabilir.
Türkiye’nin en büyük yerli yazılım şirketi olan Başarsoft’un CEO’su Alim Küçükpehlivan, şirketin işlediği verilerin Türkiye’de kalmadığına dikkat çekiyor. Bu durum, siber güvenlik açısından büyük bir risk oluşturuyor. Açık kaynak üzerinden Türkiye’nin tüm siber güvenlik altyapısının tehdit altında olması ise en çok dikkat edilmesi gereken konuların başında gel.
DataReportal’ın Meltwater ve We Are Social ile ortaklaşa hazırladığı “Dijital 2024” raporu, TikTok’un Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisini de gözler önüne seriyor. Rapora göre bu olumsuz etki, sadece vergi kaybı ile sınırlı kalmayıp, kişisel verilerin ve gelirlerin de yurtdışına aktarılmasını kapsıyor. Ülkeden çıkan döviz miktarını tam olarak hesaplamak ise oldukça zor.
Rapor, Facebook, Youtube ve TikTok’un, dünya çapındaki reklam gelirlerini de incelemeye alıyor. Bu incelemeye göre, 2023 yılında 94 milyar dolarlık reklam geliriyle Facebook, en büyük sosyal medya reklam platformu konumunda. Facebook’u 28 milyar dolarla Youtube takip ederken, TikTok ise 12 milyar dolarlık geliriyle Facebook’un gelirini neredeyse ikiye katlıyor. Bu durum, TikTok’un küresel reklam pazarındaki hızlı yükselişini ve Türkiye’den elde ettiği gelirin de önemli bir kısmını da beraberinde getiriyor.
Ancak, bu gelirin ne kadarı Türkiye’de vergilendiriliyor ve ne kadarı yurtdışına aktarılıyor sorusu ise cevapsız kalıyor. Rapor, bu konudaki şeffaflığın eksikliğine dikkat çekerek, TikTok’un vergi yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği ve kullanıcı verilerini nasıl kullandığı konusunda endişeleri dile getiriyor. Başarsoft CEO’su Alim Küçükpehlivan, endişe verici bir istatistik ortaya koyuyor: TikTok’ta kullanıcıların ortalama günlük kullanım süresi 21 saate ulaşmış durumda. Bu, Instagram’la kafa kafaya bir rakama denk geliyor. Bu durum, TikTok gibi Çin menşeli uygulamaların, bireylerden ve devletlerden habersiz veri toplama konusunda ciddi bir tehdide işaret ediyor.
Küçükpehlivan’a göre, TikTok’un veri toplama kapasitesi, Türkiye’nin ekonomik hayatını doğrudan etkiliyor. Neden mi? Çünkü TikTok’ta aktif olan kullanıcı kitlesi, Türkiye’nin ekonomik hayatta önemli rol oynayan ve etkilenen bireylerin neredeyse yarısını oluşturuyor. Bu, bu kitlenin sürekli izlenebilmesi ve analiz edilebilmesi anlamına geliyor.
Küçükpehlivan, bu durumun ironisini de göz ardı etmiyor. Otomobillerde kullanılan sim kartların topladığı verilerin Türkiye’de tutulmaması nedeniyle araç satışlarının yasaklanmasına karşın, cep telefonlarındaki uygulamaların elde ettiği verilerin nereye ve kime gönderildiğini bilmememiz bir çelişki olarak karşımıza çıkıyor. Küçükpehlivan’ın uyarısı, kullanıcıların veri gizliliği ve siber güvenlik konusunda bilinçlenmesi, kullandıkları uygulamaların veri toplama politikalarını dikkatlice okuması gerektiğini vurguluyor.
Sosyal medya platformları ve e-ticaret şirketlerinin, kişisel ve ticari verileri toplayarak küresel rekabette avantaj sağladıkları uzun zamandır bilinen bir gerçek. Son zamanlarda ise Çinli şirketlerin bu konudaki faaliyetleri dikkat çekici bir şekilde artıyor.
Yakın zamanda Belçika İstihbarat Servisi, Çinli e-ticaret devi Alibaba’nın Avrupa’daki ana lojistik merkezinin casusluk faaliyetleri yürüttüğünden şüphelenerek izlemeye aldığını açıkladı. Bu durum, Çinli şirketlerin sadece kullanıcıların kişisel verilerini değil, aynı zamanda küçük işletmelerin satıcı verilerini de topladığını ve bu verileri ticari çıkarları için kullandıklarını gösteriyor.
Türkiye’de de TikTok’a getirilen yasak ve Çinli e-ticaret şirketlerine yönelik yaptırımlar, bu endişeleri tetikledi. Milli güvenliği korumak ve internet trafiğini kontrol altına almak amacıyla İnternet Değişim Noktaları (İDN) kurulması gündeme geldi. İDN’ler sayesinde internet trafiği Türkiye içinde kalacak ve yurtdışına çıkan veriler de kontrol edilebilecek.
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER), İDN’lerin kurulmasının bölgesel bir veri üssü oluşturulmasına katkıda bulunacağını ve bu sayede siber güvenlik altyapısının sağlamlaştırılacağını savunuyor. Ancak İDN’lerin bu sorunun çözümü için yeterli olup olmadığı tartışılıyor. Bazı uzmanlar, TikTok’un yasaklanması ve Çinli şirketlere daha sert yaptırımlar uygulanması gerektiğini savunuyor. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, konunun önümüzdeki günlerde daha kapsamlı bir şekilde ele alınacağını ve gerekli adımların atılacağını ifade etti.
Bu gelişmeler, internette dolaşan verilerin güvenliği ve ulusal güvenlik arasındaki dengeyi yeniden gündeme getiriyor. Küçük işletmelerin ve kullanıcıların verilerinin korunması ve siber güvenlik altyapısının sağlamlaştırılması için ne tür adımlar atılması gerektiği konusunda yetkililer ve uzmanlar tarafından kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerekiyor.
Instagram sayfamızı takip etmek için tıklayın: Vidyoto
Yeni Fuso eCanter Türkiye’de Satışa Sunuldu