35,3026$% 0.2
36,8251€% 0.26
44,2896£% 0.17
2.975,01%0,41
2.626,44%0,39
9.916,22%2,52
3468818฿%0.16146
Alfa Romeo’nun 105 yıllık tarihi, Milano-Arese’de açılan Alfa Romeo Museum ile ALfa tutkunları ile buluşuyor.
Alfa Romeo’nun zaferlerle dolu renkli ve sıra dışı tarihini yansıtan yeni müze, markanın adeta kalbi niteliğini taşıyor. Müzede, birçoğu yalnızca markanın gelişimini değil otomobilin tarihini de gösteren 69 model sergileniyor. Otomotiv dünyasının en eski markalarından İtalyan Alfa Romeo, geride bıraktığı 105 yıllık tarihini halka açıyor. 1910 yılında Milano’da temelleri atılan, 1986 yılında da otomotiv devi Fiat Grubu’na katılan Alfa Romeo’nun Milano-Arese’de bulunan ve tamamen yenilenen müzesi, Temmuz ayından itibaren ziyaretçilerini kabul etmeye başladı. Alfa Romeo otomobillerinin ilk üretildiği fabrikaya ev sahipliği yapması nedeniyle şirket tarihinde sembolik bir değeri olan Arese’de yeniden canlandırılan müze, markanın 1960’ların başından bugüne kadar bir araya getirdiği tarihi koleksiyonun en önemli parçalarına ev sahipliği yapıyor.
Müzede, birçoğu yalnızca markanın gelişimini değil otomobilin kendi tarihini de gösteren 69 model sergileniyor. 24 HP gücüne sahip ilk A.L.F.A aracından Tazio Nuvolari’nin kullandığı 6C 1750 Gran Sport’a, 8C ve dünya Formula 1 şampiyonu Juan Manuel Fangio’nun kullandığı Gran Premio 159 ‘Alfetta 159’ gibi efsanevi Mille Miglia şampiyonlarına; 1950lerin ikonik otomobili Giulietta’dan Championship 33 TT 12’ye kadar birçok model bulunuyor. Müze bünyesinde ayrıca bir kitapçı, kafe, belgelendirme merkezi, test sürüşü pisti, etkinlik mekânları ve müşteri teslimat bölgesine sahip bir showroom yer alıyor.
1976’da resmi açılışı yapılan müze, o dönemde yalnızca rezervasyonla ziyaretçi kabul ediyordu. Arese’nin üretim merkezi olarak hizmete son vermesinin ardından 2009 yılında kapanan müze, Alfa Romeo’nun yeniden doğuşunu müjdeleyen süreçte bir kez daha kapılarını açmak üzere büyük bir değişim sürecine girdi. Mimar Benedetto Camerana liderliğinde 2013 yılında başlayan çalışmalar, müzenin yeniden açılmasının yanı sıra tarihi dokuyu da koruyacak bir tasarımı merkezine aldı. Tesisi bütünsel bir deneyim yaşatmak amacıyla ele alan büyük restorasyon projesi 2014 yazında başladı ve 12 aydan daha kısa bir sürede tamamlandı.
Yeni müze tasarımının temel öğesi ise çıkıntılı tavandan ziyaretçi girişine, giriş kapısından yeni merdivenin mimari özelliğiyle sergi alanına kadar tüm binayı çevreleyen kırmızı yapı oldu. Parlak ‘Alfa kırmızısı’ rengi sebebiyle otoyoldan rahatça görülebilen bu son mimari eklenti müzenin tekrar doğuşunun sembolü olurken, geçmiş ve gelecek arasındaki gerekli bağlantıyı sağlıyor. Bu ayrıntı, 1970’lerin mimari şartlarını korurken aslıyla uyumlu modern bir özellik olarak öne çıkıyor.
Müzede markanın özü üç ayrı bölümde ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor: Endüstriyel devamlılığı temsil eden Zaman Tüneli; stil ve tasarımı bir araya getiren Güzellik; teknoloji ve hafifliği özetleyen Hız. Her prensip için müzede ayrı bir bölüm ayrılması ise bir başka dikkat çekici unsur olarak ön plana çıkıyor.
Zaman Tüneli, markanın gelişimini en iyi şekilde temsil eden ve her birinde bir mültimedya bilgilendirme paneli bulunan 19 otomobil seçeneği ile tüm birinci katı kaplıyor. Sergi, ziyaretçilerin her modelin tarihi hakkında daha detaylı bilgi alması için enteraktif sisteme ulaşabileceği akıllı bir istasyon olan ‘enteraktif hafıza’ ile tamamlanıyor. “Quelli dell Alfa Romeo” ismi verilen kısım, şirketin büyümesine katkıda bulunan binlerce insanın çalışmaları sayesinde bir efsanenin 100 yıl içinde işçilerden ustalara, test personelinden tasarımcılara, mühendislere ve beyaz yakalı çalışanlara kadar nasıl şekillendiğini anlatıyor.
Serginin zemin katında bulunan ikinci kısım Güzellik olarak adlandırılıyor ve bu kısımda birkaç temalı alan bulunuyor. Düzenleme, her devirden 9 büyük tasarım örneğini bir araya getiren ‘I maestri dello stil’den (Tarzın efendileri) 1930’lar ve 40’larda Superleggera markasıyla Touring atölyesi tarafından yapılan otomobilleri sergileyen ‘La scuola italiana’ya (İtalyan Okulu) kadar büyük İtalyan otomobil üreticilerinin tarzlarını andıran dinamik ve düz hatlarla oluşturuldu. Merkezde ise ‘Alfa Romeo nel cinema’ (Filmlerde Alfa Romeo) yer alıyor. Bunu ‘Il Fenomeno Giulietta’ (Giulietta Fenomeni), ‘Giulia: disegnata dal vento’ (Giulia: rüzgarın tasarımı) ile 1950’lerde ve 60’larda ekonomi ve İtalyan tarzının büyümesine eşlik eden modeller takip ediyor.
Üçüncü kısım Hız’a ayrıldı ve bu kısım tüm yarı-zemin kat boyunca uzanıyor. Alfa Romeo hayranları bu bölümde markanın büyük zaferlerinin yıldızlarıyla buluşabiliyorlar. Hız bölümünde ‘Nasce la leggenda (Bir Efsane Doğdu), F1 yarışlarının ilkleri Progetto 33 ve ‘Le corse nel DNA’ (Alfa Romeo’nun DNA’sında yarışmak) gibi iki dünya savaşı arasında gerçekleşen destansı yarışmaların yıldızlarının bir araya toplandığı bir multimedya bölümü bulunuyor. Ziyaretçiler daha sonra Alfa Romeo tarihindeki en büyük 10 zaferi gösteren resim, ses ve filmlerin gösterildiği başka bir bölüm olan ‘Tempio delle vittorie’ye (Zaferler Tapınağı) geçiyorlar. Ziyaretçiler müzenin finalini ise 360 derece sanal gerçeklik film görüntüleri, ziyaretçilerin enteraktif sandalyelere oturup Alfa Romeo’nun efsanevi başarıları hakkında 4D filmler izleyebileceği özel bir odada tamamlıyorlar.
Alfa Romeo Giulia